bets10 betchip mobilbahis milyar mobilbahis milyar rexbet jetbahis jetbahis betelli betroad casinomaxi casinometropol davegas discountcasino genzobet hovarda intobet rexbet bets10 bets10 giriş bets10 link
Bugun...


İsa ÇOLAKER

facebook-paylas
İNSAN BOZUMU
Tarih: 09-09-2025 08:53:00 Güncelleme: 09-09-2025 08:53:00


Eskiden bağ bozumu vardı. Şimdi insan bozumu var. Nasıl oldu da böyle olduk. Türkiye’de yüzleşilmeyen sorun: İnsan Bozumudur. Bağ bozumunda üzüm şenliği vardı. İnsan bozumunda durum kötü. Her şey bozuldu diyen insan teki, insan bozumuna doğru hızla gidiyor. Eski Yunan Dionysos şenlikleri bir eğlenceydi. Yeni üzüm hasadı kutlanırdı. Buradaki insan bozumu yıkımın adıdır. Eğlenilecek bir durum da yok. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete durumundayız. Eski Yunandaki şenliğin sadece adı benzer. Burada bozulan insandır. Bakalım nerelerde sıkıntımız var, çözümleri nelerdir?

Bozumun birinci ayağında alkol tüketimindeki artış vardır. Alkol, modernitenin aracı haline gelmiştir. Birçok cinayetin,kazanın,pedofilinin,tacizin saiki alkol ve türevleri olmasına rağmen, bu gizlenmektedir. Başka bağımlılıklar da hortladı. Sentetik uyuşturucu, esrar, eroin, metamfetamin vb. haplar artık parklarda ve lise kapılarında satılıyor. On sekiz yaşından küçük çocuklara içki ve sigara satışı gırla. Yeşilay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bağımlılıkla mücadele ederken, belediyeler alkollü içki satışına ruhsat verme yarışındalar. Okul ve cami mesafesi kuralına uyan da yok! Bize her yer bağımlı alanı der gibiler! Halkımız bağımlı ve serkeş gençlerin saldırısına uğramaktadır. Buna dur diyecek bir mekanizma yok mu?

İnsan bozumunun ikinci ayağı ve de en güçlüsü, hırsızların bey muamelesi görmesidir. Her şeyi çalıyoruz ama gönül çalmayı bilmiyoruz. Mutsuz bir toplu olduk. Hırsızlar yükselir ve itibar görürken, çalıp çırpmayanlar, keriz muamelesi görmektedir. Hırsızın adı uyanık, efendinin adı salak oldu! Herkes çalma sırasını bekliyor. İyi saatler olsun. Erbakan Hoca, önce ahlak ve maneviyat derken herkes dalga geçerdi! Ahlak ve maneviyat fenerle aranır oldu. Ne diyor Abdurrahim Karakoç: “Durmasın operasyon, barsaklar temizlensin/Yiğitler öne çıksın ve korkaklar gizlensin/Niye kula kulluktan sıyrılmasın bu ülke? /Niye, hayal şehrinde boş çöller denizlensin?” İki bin sekizde bunu söyleyen usta, bu günleri görse ne söylerdi? Örtki ölem.

Günün moda bozumlarından birisi de çetelerin övülmesidir. İnsan öldüren, gasp yapan, adam kaçıran gençler suça sürüklenen gençler diye cicileştiriliyor. Sosyal medya ayaklarıyla eleman devşiren şehir çeteleri, “tas kafa tıraşlarıyla” insan katlediyorlar. Yasal boşluklardan da yararlanarak insan avlıyorlar. Kaspar,Redkit,Daltaş vb. adlarla örgütlenen serkeşler, şehirlerimizi ele geçiriyor. İnsan kalitemizi bozuyorlar. Okul çevrelerine dadanmış motosikletli çeteler Manguzzi gibi gençleri de katletmekte beis görmüyorlar. Acilen yasa değişmeli, çocuk yaş tanımı on dörde indirilmelidir. Çeteleşmenin yaşı falan olmamalıdır. Burası Hindistan ya da Brezilya olmamalıdır. Hiçbir suç çetesi masum gösterilemez. Daha düne kadar pkklı çocuk güzellemesi yapanlar, bugün suç çetelerini de arkalamaya devam etmemeliler. Suçun yaşı yoktur, tıpkı ölümün olduğu gibi.

Bozulan ve saldırıya uğrayan bir kurum da ailedir. İnsan bozumunun en çok vurduğu alanlardan birisidir aile. Nikahsız yaşamayı özendiren, evlenmeden doğuran, sahipsiz çocuklara methiye düzen bir sisteme doğru gidiyoruz. İnsanlar niçin nikahsız yaşamı tavsiye der ki? Kuralsız, sadece imam nikahıyla, resmi nikah olamadan yaşamak iyi midir? Değildir. Sınırsız, sorumsuz yaşamak yurttaşlık mıdır? Türkiye Cumhuriyeti kurallarına göre, Müslüman gibi yaşamanın neye zararı var ki? Burası Türk yurdu değil mi? Amerikan tarzı bir aile yaşamı bize ne katar? Gayrimeşru, sahipsiz çocuklar kime hizmet eder? Vatansız, kimliksiz, sahipsiz bir genç kitlesi ülke için hayırlı değildir.

Bozumun devam ettiği bir alan da dindir. Kendinden menkul hocaların elinde oyuncak edilen dinimiz tam bir saldırı altındadır. Diyanet İşleri Başkanlığı yeniden yapılandırılarak gençlere ve topluma irşat faaliyetleri yapmalıdır. Erken kalkan dine ve imana sövmemelidir. Din, kimliğimizin ve kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Din, merdiven altı yapılara bırakılamaz. On beş temmuz fetö kalkışmasını unutmayalım derim. Türkiye Cumhuriyeti gibi devasa bir yapıyı seçimsiz,sınırsız,sorumsuz ele geçirip yönetmeye çalışan harici ve dahili işbirlikçileri unutmadan, dinimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Hata yapan müslüman üzerinden İslam’a sövmek doğru değildir.

Tüm bu insan bozumuna karşı neler yapabiliriz? Çözümler nelerdir? Çözüm üretmeyen yapılar istismarcıdır. İlk olarak sıkı ve üretken bir eğitim anlayışına geçmeliyiz. Çalışkan, fedakâr, dürüst nesiller için bu elzemdir. İkincisi; kültürel kotlarımızı güçlendirecek önder ve örnek şahsiyetlerin tanıtımını iyi yapmalıyız. Üçüncüsü, topluma ileri ve geliştirici uzak hedefler koymalıyız. Mesela, teknolojik çalışmalar vb. Dördüncüsü, iyi nesiller yetiştirmek için iyi ve örnek insan modelleri yaratmalıyız. İşinde, aşında, çevresinde başarılı insan prototiplerini çoğaltmalıyız. Beşinci ve son olarak da ahlak eğitimine ağırlık vermeliyiz. Her şeyin para olmadığı bir değerler eğitimine geçmelidir. Koca Yunus’un insan bozan değil, insan yapan dizeleriyle devam edelim:” Bir kez gönül yıktın ise/Bu kıldığın namaz değil/Yetmiş iki millet dahi/Elin yüzün yumaz değil//Bir gönülü yaptın ise/Er eteğin tuttun ise/Bir kez hayır ettin ise/Binde bir ise az değil//Yol odur ki doğru vara/Göz odur ki Hakk'ı göre/Er odur alçakta dura/Yüceden bakan göz değil//Erden sana nazar ola//İçin dışın pür nur ola/Beli kurtulmuştan ola/Şol kişi kim gammaz değil//Yunus bu sözleri çatar/Sanki balı yağa katar/Halka matahların satar/Yükü gevherdir tuz değil.” Çözümün özeti bu şiirdir.





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI