BAYRAK DİREĞİ DEVRİLDİ

Geçmiş yıllarda merkeze bağlı yakın bir köy okuluna yangın tatbikatına davet edildim. Okula gidip tatbikatı yaptık. Ardından çocukları toplayarak olası kazalara karşı biraz bilinçlendirmek istedim. Bayrak direğine kolumu yaslayarak, “Bahçedeki ağaçlara, bayrak direğine dikkat edin, özellikle yaz tatilinde” derken, bayrak direği okulun çatısına doğru devrildi. Allah’tan çatının üzerine doğru devrildi. Ya sırada bekleyen çocukların üzerine devrilseydi? Hatırladıkça hâlâ korkarım. (2010)

Alınacak ders: Bayrak direkleri, kale direkleri, basketbol potaları vb. yapılar, binaların güvenlik tedbirleri açısından her zaman dikkat edilmesi gereken müştemilatlar arasındadır. Çünkü öğrenciler ya da bazen yetişkinler adeta zarar verebilmek için can atıyor. Bu nedenle bunlardan okul yönetimi sorumlu olmakla birlikte, o köyde yaşayan veya oradan geçen herkes de bir şekilde sorumludur. Özellikle okulların tatil olduğu günlerde, bu yapılar yıpranıp devrilme noktasına geldiğinde kimsenin haberi olmaz ve orada oynayan masum çocukların üzerine devrilebilir. Bunun örnekleri çoktur.

Okul yönetimi periyodik kontrolleri (aylık) mutlaka yapmalı, hatta bunun için bir kontrol defteri bile tutmalıdır. Öğrenciler (muhtar ve köy halkı da dâhil) dikkatli olmalı, bir arıza gördüklerinde acilen öğretmenlerini veya tatildeyse muhtarı haberdar etmeleri konusunda anlayacakları dilde bilinçlendirilmelidir. Zira “Sorumlu olduğun işin her şeyini, sorumlu olmadığın işin de bir şeyini iyi yaparsan, o bir şey gün gelir can kurtarabilir” sırrınca herkese sorumluluk dağıtılmalıdır.

OKULDA BAŞINA BUZ SARKITI DÜŞTÜ – ÖLDÜ

“Van merkezdeki Fevzi Çakmak İlkokulu'nda okuyan 10 yaşındaki ikinci sınıf öğrencisi, okul çatısından başına buz sarkıtı düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Ders arasında teneffüse çıkarak arkadaşlarıyla okul bahçesinde oynayan Ömer Çarpar’ın başına çatıdan buz sarkıtı düştü. Kanlar içinde yere yığılan Çarpar, olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ancak hastaneye yetiştirilemeden yolda yaşamını yitirdi.

Yaşanan olaydan sonra okulda çocukların teneffüse çıkmalarına izin verilmediği, çatılardaki buzların ise temizlenmediği kaydedildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.” (dogruhaber.com.tr / 4.1.2015)

Alınacak ders: Bu sarkıtlar, okullarda ve çarşı pazarda yürüyen vatandaşlar için çok büyük bir tehlikedir. Bu tehlike, soğukların daha yoğun yaşandığı doğu illerimizde önem arz etmekle birlikte, önemsememe alışkanlığı nedeniyle batı illerimizde daha büyük risk taşır. Çünkü kışın sürekli buz sarkıtı gören vatandaş, halk tabiriyle “aklımda” diyerek daha dikkatli davranır, çocuklarını da uyarır. Ancak yılda bir-iki defa kar gören illerde bu tür uyarılar pek akla gelmez. Dolayısıyla bedel daha ağır olur. Örnek mi? İnternete bir bakın, onlarca örnek çıkacaktır.

Öneriler:

Öğrencilere, hayatın içinden yaşanmış örneklerle periyodik olarak bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir (buz sarkıtlarından korunma tatbikatları). Gerekirse uygulamalı olarak gösterilmelidir. Çünkü muhataplarımız yetişkinler değil, çocuklardır.

Okulun eklentileriyle birlikte dış duvarlarına dikkat çekici şekilde kırmızı zemin üzerine beyaz yazıyla “Saçak Altında Durmayınız” uyarı levhaları asılmalıdır. (Bu çalışmamızı bazen “işgüzarlık” diye eleştirenler olsa da aldırmıyoruz ve Çorum’daki tüm okullarımızda, bağlı kuruluşlarda istiyoruz.)

Yaşanan üzücü olaylardan sonra teneffüs yasağı getirmek yerine, önceden kontrollü teneffüs düzenlemesi yapılmalıdır.

Buz sarkıtlarına karşı koruyucu, daha sağlam bereler üretilmeli ve kışın öğrencilerin kullanması sağlanmalıdır. Böylece başa düştüğünde zarar en aza indirilebilir.

Çatı saçaklarındaki buzlar, her türlü güvenlik tedbiri alınarak görevlilerce kırılmalı (temizlenmelidir).

Özellikle karlı, buzlu, fırtınalı havalarda okul yönetimi ve nöbetçi öğretmenler daha dikkatli olmalıdır.

Her zaman tehlike olmakla birlikte, özellikle karlı buzlu havalarda telefonla konuşarak ya da müzik dinleyerek çatı altından yürünmemelidir. Hafif de olsa güneş çıktığında daha dikkatli olunmalıdır.

“Ne desem bilmem ki ne desem / Tutulmaz sözüm kime ne desem”