Bu cümlenin milletimizin bazı kesimlerinde yanlış anlaşıldığına veya eksik bilindiğini zannediyorum. Savaş huzursuzluk insanların ve devletin kendi elinde değildir. Karşıt insan ve devletlerinde aynı düşünmeleri ile ancak gerçekleşebilecek bir durumdur. Ama bu hep emperyalist güçleri ve bencil egoist gözü aç insanlar tarafından hep suiistimal edilmiş çiğnenmiş fuırsat kabul edilmiş mazluk insan ve devletlerin aleyhinde çok büyük zararlara, ölümlerine yok edilmelerine yol açmış, sebep olmuştur.

Onun için her millet önce kendi ülkelerindeki özel tüzel kişilerin kanunsuz, hukuk dışı ayrıcalık yaratan hainliklerini yola koyup intizam ve adaletti gerçekleştirip sonra da dış düşmanlara ve türlü tehlikelere karşı hazırlıklı olup savunma sanayini ve ordusunu en mükemmel bir şekilde kurup en modern bir şekilde silahlandırıp dışarıya muhtaç olmayacak şekilde yapmak zorundadır.

Bizim istememizle bunun olması mümkün değildir. Sadece güzel bir arzudur, istektir, hayaldir. Her zaman savaşmaya hazır maddi manevi güç, eğitim ve bilgimizin olması gerekir. Bunun içinde 85 milyon insanımızda bu düşüncede, her türlü fedakarlığa, göreve, kendini hazır tutması lazım. Böylece devletimize de çok kolaylık ve güç sağlamış olacak. Karşıt düşmanlarımıza karşıda her zaman caydırıcı, korkutucu ve itibarımızın çok yüksek olmasını da sağlamış olacağız. Hepimize çok vazife ve sorumluluk düşmektedir. Allah yardımcımız olsun inşallah.