Geçtiğimiz günlerde Amasya Türk Telekom Anadolu İmam Hatip Lisesi Musiki Bölümü öğrencilerinin hazırlamış olduğu yıl sonu konser programına katıldım. Öğrenciler iki bölümde halinde sundukları programın ilk yarısında Türk Tasavvuf Musikisinden parçalar seslendirdiler. İkinci bölümde ise yine özenle seçilmiş, milli değerlerimizi konu alan türkülerimizden örnekler sundular. Koroda görev alan öğrencilerin ney, bağlama, kanun, keman, çello, piyano gibi enstrümanları başarıyla kullanabildiklerini hayretle ve bizzat müşâhede ettik. Sazendeler yanında hânende topluluğuyla adeta bir okul orkestrası kurulmuş. Harika bir performans sunarak ruhumuzu şenlendiren çocuklarımızı ve onları yetiştiren hocalarını can-ı gönülden tebrik ediyorum.
Şunu ifade edeyim ki dinleyenleri mest edecek bu düzeyde bir program beklemiyordum. Çünkü çok değil henüz bir iki yıl önce değerli Milli Eğitim Müdürümüz Mehmet Türkmen Beyefendi, MEB Bakan Yardımcısı Sayın Nazif Yılmaz’ın da teşvikleriyle Amasya'da böyle bir bölüm kurma fikrini bizlerle paylaştığında çok memnun olmuştuk ve İlahiyat Fakültesi olarak bu güzel düşünceye nasıl destek verebileceğimiz yönünde karşılıklı istişarelerde bulunmuştuk. “Tutar mı tutmaz mı?” istifhamları gündeme gelse de gerek Bakanlığın desteği ve gerekse Amasya’nın yerelde ve dışarda olan musiki birikimi sayesinde bu işin üstesinden gelineceğine inanmıştık. Varılan noktada bu aşının tuttuğunu ve hatta kısa zamanda harika bir sonuç verdiğini büyük bir sevinç ve mutlulukla görmüş olduk. Bu bağlamda Türk Tasavvuf Musikisi eserlerinin koro şefliğini üstlenen ve öğrencilerle fedâkârâne ilgilenen üniversitemiz İlahiyat Fakültesi Dini Musiki Ana Bilim Dalı Öğr. Görevlisi Ahmet Bilen hocamızın, ekibi uluslararası düzeye taşıyacak bir ufuk ortaya koyması heyecanımıza daha da heyecan kattı doğrusu. Hem Amasya’mızı hem de okulumuzu temsil açısından çok güzel bir hedef. Yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim; Yiğit Hoca’nın türkü formundaki eserlere rehberlik etmesi de yeterince takdiri hak ediyor.
Bizi etkileyen ve bu konuda yazmaya sevk eden asıl sâike gelecek olursak, bu çocuklar sadece müzik yapmıyor efendim. Allah ve Peygamber sevgisini saz ve sözleriyle terennüm ediyorlar. Vatan ve bayrak sevgisini işleyen türküler okuyorlar. Hasılı bu toprakların değerlerini yansıtan ter temiz bir müzik icra ediyorlar. Evet zevk-i selimimize hitap eden, ruhumuza huzur veren, yerli ve milli bir müzikten bahsediyoruz.
Şüphesiz öğrencilerde sahne disiplini ve uyumu kendini hissettiriyor. Elbette bu sahne uyumunun arkasında bir başka uyum daha var. İdare, öğretmen, öğrenci ve veli arasındaki ortak ses bu başarıyı sağlayan en önemli etkenlerden biri olarak görülüyor.
Aslında okulun sanat etkinlikleri musikiden ibaret de değil. Geleneksel ve Çağdaş Görsel Sanatlar Bölümünde ise hat, tezhip, ebru, karakalem ve yakma gibi geleneksel sanatlar da icra ediliyor. Öğrenciler bu alanlarda edindikleri birikimlerini seyirlik tablolara dönüştürüyorlar. Yeri geldiğinde bunlardan da ayrıca bahsetmek isterim. Şu bir gerçek ki, genç yaşta, Türk-İslam kültürünün zirveye taşıdığı bu eşsiz sanatlarla tanışan öğrenciler arasından ileride isimlerini duyacağımız sanatkârların çıkacağında hiç şüphem yok.
Eğitim bakanlığımızın başında bir “milli” sıfatı var biliyorsunuz. Bu sıfat bize özgü olana, tarihi ve kültürel mirasımıza referansta bulunuyor. Birçok alanda kimlik yozlaşmasından bahsettiğimiz bugünlerde Amasya Türk Telekom İmam-Hatip okulumuzda ifadesini bulan “milli eğitim”, geleceğimiz adına güzellikler vadediyor. Her geçen gün gelişen akademi ve sanat başarılarıyla Amasya Türk Telekom Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nin marka okul olma yönünde ilerlediğini söylememiz mümkündür. Derdi “milli eğitim” olanların bu çabalara köstek olmak bir yana destek vermesi gerektiğini düşünüyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve okulumuzun başarılarının devamını diliyorum.