Hızlı bir şekilde gündemimize gelip oturdu. Gündemimize oturdu derken sadece kendimizi ilgilendirmiyor, anlaşılacağı gibi dünyadaki insanları ilgilendiriyor. Hastalık değil, bulaşıcı olanı değil, ilerledikçe insanların ödü patlayacak gibi oluyor. Yani 3. Dünya savaşı seslenmeleri, bu ürküntüyü yapıyor.

İlk havai fişeği Ukrayna-Rusya gerginliği, bölgesel savaşı yakılmış oldu. Buradaki hafızalardan çıkmayacak olan batı dünyasının takındığı tavır. Rusya’ya dersini verelim hayali ile Ukrayna’nın sırtını sıvazlayıp savaşa itmeleri, sonrası bu günlere kadar gelişini izlediğimiz gibi yalnız bırakılmış olması. Birkaç çuval mermi, birkaç tank bu işlerde yetmiyor. Bakalım bundan sonrası nasıl gelişecek? Şimdilerde AB’ye NATO’ya alma kıpırdanışlerı Ukrayna’ nın sırtını sıvazlamalarına benzerse yazık olacak.

Esas tehlike kimseye aldırış etmeden kendi rotasından ayrılmayan İsrail’in Filistin’i darmadağın yapması. Gerekeni yaptığını tamamlamadı görünmesine rağmen Lübnan’a saldırmaya başlamış olması. Buradaki tuhaflık şu olsa gerek. Filistin, çırpınış mücadelesini yaparken Filistin’i Hamas’ın mücadele etmesi makineli silahlara karşı taşla/değnekle karşı savaşırken sıra bana gelsin de görelim mantığında Hizbullah’ın kenarda beklemesi. Karşıt gelişmeye bakarsak İsrail Lübnan’ın güneyini bombalamaya başlayınca bu seferde Hamas istirahata çekildi, Hizbullah savaşmayı devreye girdi. Kaybetmesi mukadder. Halbuki Hamas/Hizbullah birlikteliği olsaydı belki başarma ihtimali olurdu. Bu gün bile birlikte savaşamıyorlar. Filistin’in perişan halinden arta kalanları bakalım Hizbullah geri alabilecek mi?

İşin üzüntü veren bir gelişme var ki insanın hafsalası duruyor. Onca İslam ülkeleri varken yardım destekleri görülmüyor. Allah’tan ki Türkiye Cumhuriyeti devleti ve başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan var. Devletimizin oraların güvenliğini sağlama düşünce ve çabası olması sakinleştirme başarılacak mı bilinmez. Oraları, buraları derken devletler yavaştan blok oluşturmaya başladılar. Bu çabalar, bardağın son damlasına gelene kadar devam eder.  Nasıl ki son damla taşınca döküldüğünde ortalık karışıyor, savaş da başlayacak demektir. Türkiye’nin durumu nasıl olacak? Zaten NATO’ dayız, sıkıntı yok demektir dersek, acaba bazı kapıları açık bırakmış olur muyuz?

 Bazı ülkeler henüz bloklarda yer bulamadılar gibi duruyorlar. Kendilerine kolaylıklar dilemekteyiz. Açıkta kalmak her ortamda tehlikeli olur.