dini sohbetler sohbet elektronik sigara islami sohbetler islami sohbet muzik indir islami sohbet cinsel sohbet omegle tv türk sohbet yeni bahis siteleri emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma fiyatları görükle escort bursa escort su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dini sohbetler sohbet islami sohbet muzik indir cinsel sohbet omegle tv türk sohbet islami sohbet deneme bonusu Penis Enlargement Turkey Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Labioplasti Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Dudak Dolgusu Ankara Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara sakarya escort sakarya escort
Bugun...


Recep Orhan Özel

facebook-paylas
AMASYA II. BÂYEZİD CÂMİİ’NİN VAVLARI
Tarih: 16-02-2024 09:22:00 Güncelleme: 16-02-2024 09:22:00


Sultan II. Bâyezid Câmii ve külliyesi, Fatih Sultan Mehmed’in vefatı üzerine şehzâdesi II. Bâyezid’in dört bin kişiyle Amasya’dan İstanbul’a gidip devletin başına geçtiğinde yapım talimatı verdiği hayır eserlerinden biridir. Halkımız arasında İmâret Câmii diye de bilinen bu eser aynı zamanda Amasya’da yirmi yedi yıl gibi uzun bir süre şehzâdelik yapan II. Bâyezid’in  Amasya’ya olan sevgi ve vefasının bir göstergesidir. O gün yerleşimin olmadığı ancak namazgâh (musallâ) olarak kullanılan câmi alanı bugün şehrin tam merkezinde yer almaktadır. Burası medrese, aşhane, muvakkithane ve şadırvanlar gibi müştemilât yanında geniş ve özenli bahçesi ile şehre derince nefes aldıran müreffeh bir yer aynı zamanda. Günümüzde bakımı dikkatle yapılan bahçenin bu büyük mabede ayrı bir nezâket, nezâfet ve letâfet kattığını söylemeliyim.   Elbette ecdâd yâdigârı bu anıt eserin bahçesine gösterdikleri ilgi ve alakaları için Müftülüğümüze ve cami görevlilerine ayrıca teşekkür ediyoruz.

Câmimizin dikkat çekici görsel özelliklerinden biri de son cemaat mahallinin sağ ve sol uçlarında yazılı vav harfleridir. Lakin bu harflerin câminin yapımı ile çağdaş olması teyide muhtaçtır. Zira Abdülkadir Dündar’ın Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde keşfedip yayınladığı kıymetli bir belgede câmi hakkında bilgi verilirken çeşitli hat ve mimari özelliklerinden bahsedilmekte ancak bu harflerden bahsedilmemektedir. Son cemaat yerinde minareden minareye Fetih Sûresi’nin yazıldığını beyan eden belgenin bu vavlara hiç değinmemesi ilgili harflerin sonraki dönemlerden birinde mevcut yerine işlendiği ihtimalini güçlendirmektedir.

Şüphesiz hat ve motifler görsel açıdan mabetlerin zinetidir. Bu güzelliklerin sanat ve estetik tarafları yanında eğitici yönlerinin olduğunu da bilmek gerekir. Camimizin vavları için de durum aynıdır. Zira kültürümüzde bu harfe çeşitli sembolik anlamlar yüklenmiştir.

Peki son cemaat mahallindeki vav harflerine gelince öncelikle halk arasında duyduğumuz hikayeleri bir kenara koyalım. Bu konuyu en doğru şekilde Bursa Ulu Câmii’ne giderek izah etmek daha yerinde olacaktır. Yoğun hatlarıyla temâyüz eden Ulu Câmi yazılarından birinde Arapça olarak “İtteku’l-vâvât” ibaresi vardır. İfade dilimize birebir “Vavlardan sakının” şeklinde çevrilebilir. Harflerin kendisinden sakınmanın bir anlamı olamayacağına göre bu ifadenin şerhe ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Şöyle ki dinen büyük önem ve özen isteyen, kişiye sorumluluklar yükleyen bazı kelimeler var ki bunlar hep vav harfi başlamaktadır. Örneğin İslam’da ana-baba hakkı Allah hakkından hemen sonra zikredilir. Bu bağlamda vâlid-vâlide kelimeleri vavla başlamaktadır. Yine vakıf eserleri insanlığın faydasına sunulan hizmetler olup -kayıtlarda tespit olunduğu üzere- bunları amacı dışında kullanmak büyük bir vebal gerektirir. Yani vakıf kavramı da vav’la başlamaktadır. Mal paylaşımı konusunda insanlar hak ve hukuktan yana pekiyi sınav verememektedir. Verâset denilen bu işlem vavla başlamaktadır. En alt kademeden en üst yönetime kadar yönetim işi de (velâyet) sahibine çok büyük sorumluluklar yüklemektedir. Allah’ın şahit tutulduğu yeminler de hususen “vallâhi” şeklinde yemin vâvı ile gerçekleşir. Yine va’d, vekîl  gibi daha başka önemli kelimeler de vav harfi ile başlamaktadır.

Peki Sultan Bâyezid Câmiindeki söz konusu vavlar acaba bu anlamlardan hangisine işaret etmektedir. Dikkat edilirse her iki köşede bulunan bu vav harfleri minare girişlerinin hemen üst kısmına yazılmıştır. Buna binâen bu harflerin verdiği mesajı da yazıldıkları mekanla irtibatlı olarak düşünmek gerekir. Minareler ezan okunan yani namaz vaktini ilan eden mekanlardır. Allah (c.c) yüce kitabımızda “Şüphesiz ki namaz müminlere vakitleri tayin edilmiş bir farzdır” buyurmaktadır. Günü beş ayrı vakte bölen namaz ve onu duyuran Ezan-ı Muhammedî adeta akıp giden zamanın nabzını tutmakta ve aslında inananlara bir vakit disiplini kazandırmaktadır. Sürekli vakti kollamak durumunda olan bir mümin hiçbir lüzumsuz işin peşinde saatlerce vakit geçirmez. Hele vakitle kayıtlı böylesine önemli bir ibadeti terk etmez. Bu bakımdan namaz demek vakit demektir. Namazsız gelip geçen vakitler, yararsız işlerle heba edilen zamanlar sahibi için ne hazin bir durumdur. Vakit o kadar değerlidir ki yeryüzünün en variyetli insanı dahi geçen vakti geri getirmekten acizdir. Şu halde Bâyezid Câmiimizin son cemaat mahallindeki vavlar özel olarak vaktin vâvını simgelemektedir. Her an ömür sermayesi azalan biz fani kullara adeta vakit, vakit, vakit diyerek ikazda bulunmaktadır. Zevk ve keyifli işler olunca saatlerini feda eden ancak vakti verene kulluk görevini yapamayanları uykudan uyandırmak istemektedir. 

Harf sembolizmi içerisinde vâv harfine ilişkin daha başka değerlendirmeler de bulunmaktadır. Bütün bunları da düşünmek mümkündür elbette. Ancak biz ilgili vavların bulundukları mekânda öncelikle vakitle irtibatlı olarak mesaj verdiğini düşünmekteyiz. Ancak diğer anlamları da beraberinde düşünmemiz için bir engel bulunmamaktadır.

Bununun dışında bir de kıble cânibinde mihrabın üst kısmında müsennâ hatla çifte vav işlemeli bir levha bulunmaktadır. Vavların içine ise Âyete’l-kürsî istiflenmiştir. Levhanın orta kısmında yine “ve-hüve alâ külli şey’in kadîr” ifadesi karşılıklı olarak işlenmiştir. Çifte vâv uygulamaları başka yapılarda da görülen bir husustur. Yine harf sembolizmi açısından bu çifte vâvın “Allah” lafzına tekâbül ettiği anlaşılmaktadır. Şöyle ki Allah lafzının ebced değeri altmış altıdır. Nitekim “İşi altmış altıya bağlamak” deyimi buradan gelir. Vâv harfi de altı değerindedir. Çift vav ise altmışaltı değerini almak suretiyle yine Lafzatullahı simgelemektedir. İçine âyete’l-kürsî işlenmesi de zekice olup vavlarla anlam yönünden güzel bir ahenk oluşturmaktadır.  Zira âyete’l-kürsî Allah’ın sıfatlarını konu almaktadır. Dinimizin değerlerini sanat ve estetikle manevi bir zevke dönüştüren sanat erbabına selam olsun…





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI