29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır.
Cumhuriyet en geniş anlamıyla; “Ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimi.” Olarak tanımlanmıştır.
1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, 29 Ekim'in özel bir törenle kutlanacağına dair bir kararname çıkarttı. Cumhuriyet Bayramı ilk kez 1925 yılında Milli Bayram olarak kutlandı. Bayram 28 Ekim günü saat 13.00'ten itibaren başlar ve 29 Ekim günü devam eder.
Çoğumuz demokrasi ve cumhuriyet kavramını aynı olduğunu düşünüyoruz. Bu iki kavram birbirinden farklıdır. Demokrasi ve cumhuriyet arasındaki en önemli fark hükümetin yasal sınırlarıdır. Demokraside vatandaşların politikacıları seçip kendilerini iktidara yansıtmaları söz konusuyken, cumhuriyet yönetiminde ise halkların kendi politikacılarını seçip anayasal güvence içinde olunmasıdır. Cumhuriyet yönetiminde halkların hakları yasalarla belirlendiği için, devletteki azınlıklara karşı haksızlıklar da önlenmiş oluyor. Demokrasilerde halk ön plana çıkarılırken, cumhuriyet devlet biçiminde birey ön plana çıkıyor. Demek oluyor ki; Demokrasi bir yaşam biçimi cumhuriyet ise yönetim şeklidir.
Bugün için dünyada 206 tane devlet var dersek, bunun 44 tanesinin monarşi, geri kalan 162'sının da cumhuriyet olduğunu görüyoruz. Her ne kadar "halkın idaresi, halka dayanan yönetim" anlamları demokrasiyi çağrıştırıyorsa da, bu 162 cumhuriyetin hepsi demokrasi değil. Çoğu otoriter rejimlere sahiptir. Demokrasi Endeksi'ne göre tam demokrasi olan cumhuriyet sayısı 18. Başka bir deyişle, cumhuriyetlerin sadece %11,5'i tam demokrasi ile yönetiliyor. 44 monarşiden 12 tanesi tam demokrasiye sahip. Yani %27. Monarşilerin demokrasi oranı cumhuriyetlerin iki katından fazla. Bütün bunlardan, diğer faktörlerin hakkı mahfuz tutulmak kaydıyla, cumhuriyetle demokrasi ve kalkınmışlık arasında bir illiyet bağının kurulamayacağı sonucuna varabiliriz.
Tersinden bakarsak; kalkınmışlık ile demokrasi arasında güçlü bir bağ kurulabiliyor. Bu durumda, demokrasi endeksinde 103., insani gelişmişlik endeksinde ise 48. olan cumhuriyetimizin demokrasi standardını yükseltmemizin gerekliliği sanırım izaha muhtaç bir hüküm değildir, bu en önemli kazanımlarımızdan biri olacaktır.
“Türkiye Cumhuriyeti her manası ile büyük Türk milletinin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlâtlarının elinde daima yükselecek, ebediyen yaşayacaktır” M. Kemal ATATÜRK
gaziantep escort mersin escort gaziantep escortseks hikayeleri
fındıkzade escort,büyükçekmece escort,türbanlı escort,avcılar escort,esenyurt escort,silivri escort