Türk'ün topla tüfekle devrilmeyeceğini bilenler, psikolojik ve farklı savaş tekniklerini çoktan başlattı.
Düşman karşısında, her türlü bilgisi az, savunmasız, inancı zayıf, sorgulayamayan toplum, her zaman "kolay lokma" gözüyle görülür. Düşman için yok etmeye çalıştığı ırkın gençleri üzerinde, düşünce, genler, ahlâk ve tavırlarında dejenerasyon oluşturmak çok önemlidir. Onlara göre sopa gösterildiğinde sinmeli, sürü psikolojisiyle hareket ettirilmeliydi. Bunun için flörürlü diş macunları, wifiler, frekanslar, insanın nefsani zaafları, ahlâksızlığı normalleştirme gibi iğrenç silahları ve daha fazlasını kullandılar. Türk'ler savaştan hiç çıkmadı ki! Savaş sadece hep şekil değiştirdi. Gençlerimizin ahlâk yapısını bozup lgbt'yi normal gösterip cinsiyetsizleştirmeye çalışıyorlar. Kadim bilgiye sahip donanımlı en çokta yaşlılarımızı hedef alarak bulaşıcı hastalık Corona ile etkisiz hale getirdiler.
Enflasyon artışı ile özgüvenimizi, alım gücümüzü baltaladılar. Kimliksizleştirmek, için ellerinden gelen iğrençlikleri yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Savaş hep devam etti. Nüfusun artmasını engellemeye çalıştılar. Baş edemeyince reklamı çok yapılan, sağlıklı gibi görünen yiyecek ve içeceklerle kısırlaştırmaya, insanı hasta etmeye devam ettiler ve ediyorlar. Çünki onların hesaplarına göre ilaç sektörleri yani kasaları dolmak zorunda.
Kaliteli bir ırkın üremesi onlar için büyük tehlike arz ediyordu.
Eğer bu acımasız, şeytanın esiri, kölesi olmuş güruhun kötülük ve iyiliklerine önlem alınmazsa...
Önce eğitimimiz, sonra manevi değerlerimiz, kültürümüz, yarınlarımız, umutlarımız ölecek. Her birey kendine has önlemler alabilir. Atalarına yapılan, işgenceleri, katliamları, sürgünü, soykırımı unutma! Onlardan gelen iyiliğide kabul etme! Eğer yenilirsen sonunda anneni, babanı, kardeşini, eşini, çocuğunu senden alacaklar. Türk'e savaş, İslam'a duyulan kin asırlardır hiç bitmedi! Bu asırlar öncede aynıydı şimdide aynı. "Kötünün savaşı bu"
Yaratıcı bu muazzam dini, bu muazzam ırkı hep korudu! Ama bu ırkta yaratıcıya hep yakındı. Üzerimizde oluşan bu maddi, manevi depremden okuyarak, araştırarak Yaratıcının ipine sıkı, sıkı tutunarak kurtulabiliriz. Ecdadımızın savaş anında cephede hiç bırakmadığı namaz gelsin aklımıza, yaratıcı ile bağlantımız, samimiyetimiz kesilmesin.
Zira bizi, üstün "Türk ırkından" yaratan "O".
Kalbinizle, ruhunuzla, bilincinizle Uyanın! uyuyanların yüzünden, uyanık olanlar bile ölebilir. Tehlike kapıyı çaldı ve çoktan içeri girdi. Yeni dünya savaşında ölürseniz sizi kimse bayrağa sarmaz. Ne bir mezar taşınız, ne bir kefeniniz olur. İsimler değil! sayılar konuşulur.
Ahlâka ve inanca ihtiyaç var.
Millet olarak trajedilere, iç savaşlara o kadar alışmışız ki, her şeyi normal görüp
"Bu yaratıcıdandır" deme gafletine düşmüşüz. Elbette ki yaratıcı müsaade etmediği sürece yaprak kımıldamaz ama... Yaratıcı da kuluna zulmetmez! İnsan hatalarından dolayı kendine zulmeder! Ve ettirir.
Düşman seni ezmek için daima zayıf tarafını kollar oraya darbe vurur hissettirmez bile. Süsleyip, modelini yükselttikleri, üstüne birde yüksek paralar ödeyerek satın aldığın o telefon duygularına kelepçe, boynuna da tasmadır. Düşman telefon silahının namlusunu, senin elinle sana yöneltir. Sen saçma sapan uygulama ve videolarla mutlu olduğunu sanırsın. Teknoloji her zaman özgürlük değildir. Eğer bunu doğru kullanırsan özgürlüktür. Her zaman olduğu gibi, korkak düşman seni vurur o yaptı der. Savaşın ortasında bile savaşa inanmayanlar, artık ok, kılıç, silah yok! Yaran neredeyse hemen sarki kanamasın.
Leşle beslenenler o kokunun peşinde.