Bugun...


İsa ÇOLAKER

facebook-paylas
EDEBİYATIN SESİ DE ÇIĞLIĞI DA KELİMELERDİR
Tarih: 03-01-2024 09:29:00 Güncelleme: 03-01-2024 09:29:00


Edebiyat, hayat memat meselesidir. Üretken bir edebiyat, önce sizi rahatlatır. Yazmak, bir huzur vesilesidir. Edebiyat bir huzursuzluk meselesi olsa da, siz mutlu olmak için yazarsınız. Edebiyatı, hüznün sisli puslu alanında inşa ederiz. Edebiyatın kendisi kaotik ortamı sever.Huzursuz olduğum zaman, en iyi yazdığım zamandır. Gergin olduğum imtihanlarda, iyi yazıyorum desem inanın. Edebiyatın hayatı beslediğini anladığımız anda da, yazmış ve söylemiş oluyoruz. Mesele budur.

Edebiyatın varlık meselesi olduğunu biliyoruz. Yazdığınız zaman, yaşadıklarınıza tanık olmuş oluyorsunuz.Fuzulî usta, kanonik Leyla ile Mecnun'u yazdığı zaman, aslında tarihe tanıklık etmiş oluyor. Biz de yüz yıllar sonra okuyor ve şahit oluyoruz.Kalıcı olma kaygısı da, tek başına yazma vesilesidir.Edebiyatın uzayıp giden bir yolculuğun adı olduğunu unutmayalım.Yazdığınız metni sağlam kılan da, tam da budur.Önce yazıyorsunuz, sonra da insanlara emanet ediyorsunuz. Yani yazmanın yalnızlığını yaşadıktan sonra, edebiyatın evrensel yolculuğuna katkı vermiş oluyorsunuz. Hiçbir eser bu yolculuğun dışında varolmuyor.Hayatın içindeki edebiyat yolculuğu bu şekilde gerçekleşiyor. Yazar, metin ya da ileti,  okur ve dinleyen ilişkisi biraz da budur.

Edebiyat hedonist bir gelenek olmasa da, sizi eğlendirme amacı güder. Buna güven de diyebilirsiniz. Eğlendirerek düşündüren edebiyattır. Edebiyat metni, sizi kurmaca bir aleme savurur. Savurdukça da, sözle kavurur.Edebiyat bakışaçılarıyla zengin kılar.Bir bağlanmadır edebiyat. Tıpkı mürit şeyh ilişkisi gibi.Edebiyatla birlikte bir mana alemine dalarsınız. Yaşama, insana, doğaya, kendinize yaptığınız yolculuk, edebiyatla gerçekleşir. "Halk-ı âlem ezelî böyle perîşân ancak /Kimi handân kimi giryân kimi nâlân ancak" diyen Bâkî usta, sanki salgın günlerini anlatmamış mı? Edebiyat ürününün   ileri ve geri hareket eden bir yapısı da vardır. Kimi sevinçli, kimi perişan diyen şair,  aslında anın değil, geleceğin de kaydını düşmemiş mi? Evet, metnin kendini güncellemesi budur.Edebiyat bu yönüyle, dünyadan ahirete yolculuğun aracıdır.Dünyayı somutlayan edebiyat, ruhen de sizi besleyerek, kendini geleceğin ve geleneğin inşasına adar.Edebiyatın sesi de, çığlığı da kelimelerdir.Edebiyat kelimelerin zorunlu hapishanesidir.

Edebiyatın biz götürdüğü bir alan da, hakikatin bahçesidir.Edebiyatın gerçekçi olması değildir anlattığım. Hakikatin zor yapısını anlatır edebiyat.Beşeri ilimler gerçeği kovalar, edebiyat, sizi hakikatın filozofik alemine taşır.Özne ve nesnenin görünmeyen yüzü, edebiyat veya felsefeyle aralanır.Edebiyatın verdiği ilham, sizi hakikat havuzunda yüzdürür.Hüznü, aşkı, sevgiyi, değeri, ilgiyi ancak edebiyatla zengin kılarsınız. Hissiyatınız da edebî olanı kurar.Mesele budur. Dünyanın gelgitlerini, savruk yaşamlarımızı, ancak zengin bir edebiyat yaşamıyla aşarız.Edebiyatın ahlakı da taşıdığını unutmadan.Düşündüren bir resmi, fikrettiren bir yazıyı, demli çay gibi severim. Çünkü edebi metin de sizi demler.Yunus'un her bir şiiri beni ayrı bir dünyaya götürür.Edebiyat peşin satmaz; sizi veresiye bir dünyaya taşır. Ödünç yaşamları, arsız sevgileri, değerli yaşamları edebiyatla birlikte yaşarız. Velevki mutsuz olsak da.Edebiyat bir elçidir. Tabiatla insan ilişkisi, din ve edebiyatla inşa edilir.İşte tanığı dizeler:" Daha senden gayri âşık mı yoktur/Nedir bu telaşın ey deli gönül/Hele düşün devr-i Adem'den beri/Neler gelmiş geçmiş say deli gönül" Hz.Ademden beri edebiyat var.Ruhsati Baba böyle söyler.

Okuduğunuz her metin sizi sevindirir.Sevinç kaynağımız edebiyattır.Edebiyat mutlu etme sanatıdır.Manda yuva yapmış söğüt dalına diyen ozan, bizi sevindirmek için neleri aşkın söylemiştir?Aşığın neler yapabileceğini anlatan mısralar, yuvayı en olmaz yerlere kurdurur.Teselli aracı olan edebiyat, her gönle girme aracıdır. Sizi söğüt dalına çıkaran edebiyat, sizi Allah'la kul arasına da yolcu eder:" Yanmaktır bizim kârımız/Harcedelim hep varımız/Pervaneler yaranımız/Gelsin bir hoşça yanalım" Yanmanın adı da edebiyattır, ne güzel söylemiş usta.İlahi kurguya aracılık eden edebiyat, aynı zaman da kişisel gelişiminize de tanıklık eder.Tevhid, Naat, Münacaat, İlahi, Nefes bizi Yaradana götürmez mi? Yönelişimize aracı olan edebiyat, edebimize katkı sunar.Edebiyatın ahlakî kaygılar güttüğünü de böylece anlamış olur.

Edebiyatın hayatî bir heyecan kaynağı olduğunu da unutmayalım. Hayatın kaynaklarından birisi olarak edebiyat, sizi hayatla hesaplaşmaya da sevkeder. Bu yönüyle de edebiyat, tefekkür ve tezekkür kaynağıdır.Edebiyatçı kendisiyle konuşan adamdır.İnsanı anlama kılavuzudur edebiyat.Hemen her edebiyatçımız, bir nasihatname yazmıştır. Yani kişisel gelişim kitabı.Sıtkı Baba'nın Nasihatnamesi gibi.Hiciv yapan bir edebiyatçı, sizi heyecanlandırmaz mı? Evet.Okur biraz da yüzleşmeyi sever.İrdelenen şeyi arar, merak eder.Edebiyat dünya ve ukbayı anlamaya yardımcı olmalıdır. Oluyor da:" Sabahaca kandilleri yanardı/Soytarılar fırıl fırıl dönerdi/Ha deyince beşyüz atlı binerdi/Sana inip konan beyler nic'oldu." Evet nicoldu?Dadaloğlu'ndan bu yana değişen birşey yok dünyada!Bir salgın nicelerini toprak etti!Bunun da destanı yazılacak, türküsü yakılacaktır. Edebiyatta tanık olmak esastır.Sizi ırgalayan, savuran, sallayan metinlerle yâr olmanız dileğiyle, kalın edebiyatla.





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI