Bugun...


Kadir AYDIN

facebook-paylas
OSMANLI DÖNEMİ BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM-KUŞAM ÖZELLİKLERİ-3
Tarih: 27-11-2023 09:27:00 Güncelleme: 27-11-2023 09:27:00


İlk yaşmak, 1680’de Türk kadınları tarafından kullanılmıştır. Başa yüksek hotoz giyilip, üzeri süslenmekte ince ve şeffaf bir kumaşla örtülmektedir. Hotozun başa geçen kısmına alından enseye kadar altı dar, üstü geniş, kolalı bir ÇATKI tabir edilen kenar geçmiştir. Yaşmağın süslü kenarı yaka şeklinde arkaya sarkmıştır. (Becker vd, 1982,s.42)

“Hotoz, aslı kotazdır. Kadınların kendi saçlarından veya yemeni ve sair ile yaptıkları baş süs (Şemseddin Sami, Kamusu Türki) Kotaz yahut kaytaz,  Türkistan’ın bir cins uzun kıllı öküzünün kuyruğundan yapılan tuğ ile at gerdanlarına süs olarak asılan püskülün adıdır. Çağatayca olan bu isim yukarıda tarif edilen kadın başı süsüne de hotoz diye telaffuz edilerek isim olmuştur. (Koçu, 1967,s.131)

Osmanlı kadın başlıkları genel olarak hazır başlıklar ve baş üzerinde hazırlananlar olmak üzere iki çeşittir. Fes, rakçın (arakçın), taç, tuzak (tozak), hotoz, tepelik, tas hazır başlıklardır. Fesin askerler ve memurlarca giyilmesine II. Mahmut döneminde başlanmış, sonra halk arasında da yaygınlaşmıştır. Kaynağı Fas’tır. Feslerin çeşitli boylarda, yumuşak veya sert kalıpta, sade veya işlemeli olanları vardır. Kadın başlıklarında feslerin kenarlarına yemeni, yazma, krep v.b. örtüler sarılır, mücevher takılır. Arakçın, tiftikten yapılan küçük beredir. Taç, mücevherlerle süslü, madeni veya kumaş başlıklardır. Tuzak, üzerine madeni süsler yapılmış kumaştan hazırlanmış bir kadın başlığı çeşididir. Tepelik, köylerde yaygındır. Tepelik çevresine ve alın kısmına altın ve gümüş paralar dizilir. Küçük tas da kadın başına şekil verdiği ve kenarlarına yazma sarılabildiği için başlık olarak kullanılır.

Hazır başlıklar, altlarına veya üzerlerine oyalı yazma, yemeni veya baş kuşağı sarılarak tamamlanır. (Özel, 1992, s.19)

Tepelik, arakçin ve tas dediğimiz başlıkların bir kısmı madenden yapılmaktadır. Yapan kişinin zevkine göre kullanıldığı yere göre değişmektedir. Örneğin başlıklarda kullanılan süsleme tekniklerinden, kabartma güverse, mineleme, kakma, savatlama, ajur(delik işi) ve yaldızlama gibi birçok teknik bir arada kullanılabilmektedir.

Döneme ait başlıkların ne kadar süslü ve pahalı malzemelerden yapıldığı göze çarpmaktadır. Örneğin, ipekler, altın işlemeli tüller ve kumaşlar, altın ve gümüş panolar, değerli taşlar ve süsler kullanılmıştır. Bu da bize kadınların ne kadar süslenme ve güzel görünme duygusunun önemli olduğu kanıtlamaktadır.

1299 yılında Osmanlı devleti olarak kurulan, 20. yüzyıla kadar devam eden Osmanlı öncesi beylikler dönemi, Selçukluların devamı olarak konumuz içinde alınmış 16. yüzyıla kadar olan kısmı minyatürlerden faydalanılarak, 17. yüzyılda minyatürlerle birlikte bazı Avrupalı ressamların ressamların yaptığı resimler ve gravürlerden de faydalanılmıştır. (Özder, 1999, s.37)

Anadolu insanının günlük yaşamında el işlemesinin büyük önemi vardı. Minyatürde ev içi giysileriyle bir bahçede, eşindeki ağırşakla iplik büken bir İstanbul hanımı tasvir edilmiştir. (Özder, 1999, s.38)

İplik eğiren kadının ince örgülü sırtına dökülen uzun saçlarını başına giydiği bir başlık süslemektedir. Başlığın ucu tek omuzuna doğru düşerek kıvrılmıştır. Başlığın üzerinden alından geçerek diğer yanda bol fiyonk şeklinde bağlanmış oyalı ve desenli bir örtü bulunmaktadır. Bu fiyonk şeklindeki bağlama başın diğer yanına düşmekte olan başlığın ucu gibi başın boş kalan yanını doldurmaktadır. Başın her iki yanında birkaç sıra inci dizisi önden arkaya doğru kavis yapacak şekilde sarkmaktadır.

Bu minyatürde Levni renklerden en çok sarıyı kullanmıştır. Bu minyatürü seyrederken hafif ve neşeli bir müzik duyulacakmış gibi bir etki uyandırmaktadır. Çok sayıda ince örgü saçları üzerine giydiği başlık bir omuzu üzerine kıvrılarak düşen bir başlıktır. Başlığın sol tarafı işlemelerle süslüdür. Başlığın üstünde sorguç bulunmaktadır.

Bir eliyle entarisinin eteğini hafifçe kaldırmış, diğer eliyle de karanfil tutan, etine dolgun bir hanım tasviridir. Bu dönemin baş süslemesi olan ucu kıvrık yeşil bir başlık ince ince örülmüş olan saçları üzerine yerleştirilmiştir. Başlığın üzerinden kenarları ince işlemeli bir baş örtüsü başlığın ucunun uzantılı olan kısmının diğer yanında bağlanarak simetriklik sağlanmıştır. Kulaklara takılmış olan küpelerin ucundan uzayan üç sıra inci dizisi başın arkasına doğru dönerek başlığın üzerini süslemektedir.

 Lale devri olarak adlandırılan Sultan III. Ahmet’in saltanat yıllarının ünlü sanatçısı Levni'in imzasını taşıyan bu resimdeki genç hanım saçlarının ortadan ayırarak yüzünün iki yanına zülüfler bırakmıştır. Çok sayıda ince örgülü saçlarını arkada bir araya toplayarak birbirine bağlamış ve ucunda sarkıtları olan bir aksesuar takmıştır. İnce desenli baş örtüsünü baş çevresinde doladıktan sonra önce alından yukarı doğru üçlü taç şeklinde fiyonk yapmıştır. Bir elinde gül tutmakta diğer elinde bulunan iki karanfili de başlığının yanına tutturmaktadır.

Bu dönemin baş süslemesi olan ucu kıvrık başlık ince ince örülmüş olan saçları üzerine yerleştirilmiştir. Başlığın üzerinde ince işlemeli bir bant bulunmaktadır. Kenarına çiçek takılarak süslenmiştir.

Bir elinde sigara tablası, diğerinde nargile içen genç bir cariye portresidir. Cariyenin başında tepe kısmı düz bir fes bulunmaktadır. Fesin üzerinde, giysinin yakasını süslemekte olan oyaların çiçekleri ile uyumlu mavi ince (krep) görünümlü eşarp fiyonk şeklinde bağlanmıştır. Ön ortasında yapılan fiyongun ortasında ay şeklinde bir iğne yerleştirilmiştir.

 Bağdaş kurarak oturmuş hanımın omzuna aldığı kakum kürklü üstlüğü, kıymetli taşlarla süslü kemeri, onun zengin bir kişi olduğunu gösterir. Başındaki son derece abartılı çizilmiş mücevherlerle süslü hotozu, daha gerçekçi gözüken Vanmour’un çizimlerinden tamamen farklıdır.

Bu şekil farklı görülmekle birlikte düğün ertesi paça günü ve Osmanlı döneminde çok görkemli padişah kavukları ile kıyaslandığında farklılık görülmemektedir. Çünkü bazı dönemlerde kadın veya erkek başlığı birbirinin çok benzeri olmuştur. (Özder, 1999, s. 51)

Başlığın içerisinin keçe ile doldurulmuş olması muhtemeldir. Üzerine birkaç renk ipek örtü yan yana ve çapraz dolanarak yukarı doğru bir yüz boyu uzunluğunda ve yanlara doğru geniş başı alnından enseye doğru çevreleyen büyükçe bir kavuk şeklindedir. Kumaşların üzeri iki parmak kadar geniş bantlar ile kuşatılmıştır. Bu bantların alın üzerinden başlayan ortası iri, kenarları ince taşlı rozet, çiçek şeklinde uzantılar ile kavisler yaparak başlık üzerine serpiştirilmiştir. Ortadaki rozet çiçeğin altından alına doğru düşen bir sarkıt bulunmaktadır. Başlık üzerine serpiştirilmiş olan rozetlerin biraz küçük boyutlu olanları yüz çevresinde sık aralıklar ile dizilmiştir. Cariyenin başındaki başlık ise gösterişli olmayan boyuna boğumlu çizgileri olan fes şeklindedir. (Özder, 1999, s. 51)

 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI