Bugun...


Ülkümen PELİTLİ

facebook-paylas
YİNE, YENİDEN VE KARDEŞÇE GÜÇLÜ TÜRKİYE……
Tarih: 15-08-2016 00:00:01 Güncelleme: 15-08-2016 00:00:01


            Geçen haftaki pazartesi günkü yazımı gazeteye cumartesi gönderdiğimden, Yenikapı Demokrasi ve Şehitler Mitingi henüz yapılmamıştı. Miting ile ilgili olması gereken ve olacak güzel ve olumlu gelişmeleri özetlemiştim. O yazıdan kısa bir alıntı yaparsak;

                “ Cumhurbaşkanı’nın bu atlatılmış badireden sonra demokrasiye sahip çıkan liderleri, bir araya getirerek, hiçbir siyasi parti gözetmeksizin aynı bayrak altında toplaması, demokrasi ve kardeşlik adına çok anlamlı ve önemli bir hareket.

            Meclis Başkanının o geceki yaşından beklenmeyen, millet enerjisi ile taçlandırdığı performansı ile sahne alması, temsil edilen değere ayrı bir anlam katacak.

            Sayın Başbakanın, güleç yüzü ve kucaklayıcı tavrı Yenikapı Demokrasi sahnesinde, içtenlikle bir baba edasıyla akıttığı gözyaşlarını bir sevinç gözyaşlarına dönüştürecek.

            Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert ve keskin, demokrasinin yeniden birlikte tesis edilmesi söylemleri ilk defa önyargısız ve milyonlarca el tarafından alkışlanarak tasdik edilecek.

            Sayın Devlet Bahçeli’nin, her dönemde asla tartışılamayacak en önemli özelliği olan adı gibi devlet adamlığı, milyonlarca insanın kendisine bir geri dönüşü olarak sevgi seline dönüşecek.” Diye yazmıştım.

            Nitekim yukarıda yazılan her şey aynen gerçekleşti. Yaklaşık beş milyonu aşkın demokrasi savunucusu ve sadece millet olma özelliğiyle bir araya gelen insan, tüm dünyaya Türk kimliği altında unutulmayacak ve tarihe geçecek bir ders verdi.

            İlk olarak konuşmasını yapan, darbe girişiminin daha ilk anlarından itibaren Devlet ve millet tarafındaki safını ve adı gibi Devletinin her zaman yılmaz savunucusu olacağını gösteren Sayın Devlet Bahçeli; şiirsel ve destansı bir anlatımla, millet ve Türklük kavramını, Yenikapı ile birlikte milyonlarca insanımıza adeta nakış gibi işledi.

            Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin adına ve kuruluş ilkelerine uygun olarak, belki de tarihte hiçbir lidere nasip olmayacak şekilde, yüzde 90 nın üzerinde başka partilere gönül veren bir seçmen kitlesi önünde, hem de canlı olarak her iki tarafında demokrasi bilinci içerisinde ve hoşgörü kavramının zirvesi ile, demokrasinin nasıl yaşatılacağı ve kurucu ilkelerin önemini, orada ve ekran başındaki milyonlara maddeler halinde ezberletti.

            Programda olmamasına rağmen, kürsüye gelen ve konuşmasını sevgi tezahüratları altında neredeyse tamamlayamayan Genelkurmay Başkanı Sayın Hulusi Akar,  darbenin sahibi ve savunucusu olmadıklarını, bu girişimcilerin asker üniforması giymiş bir grup hainin işi olduğunu, askerin milletinin her zaman emrinde olduğunu vurgularken, millet asker kardeşliğini yeniden sağlayacaklarının teminatı gibiydi adeta.

            Başbakan Sayın Binali Yıldırım her zamanki güleç yüzü ve kucaklayıcı tavrı ile, her kesimden insanın sempatisini nasıl sağladığını ve bir siyasi liderden çok halk adamı olduğunu ve her kesimle kucaklaşarak yeniden barış ve kardeşlik ortamının ve uzlaşma kültürünün oluşması ve sürdürülmesinin güvencesi idi.

            Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman; yukarıda da yazdığım gibi, yaşından beklenmeyen enerjisi ve o karanlık gecede olduğu gibi birleştirici ve babacan tavrıyla, makamına ve soyadına layık bir başkan olduğunu yeniden gösterdi.

            Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; bir sözüyle milyonları nasıl sokağa çıkartıp, darbeler tarihine ve bundan sonra yapılacak girişimlere karşı caydırıcı bir kuvvet olduğunu, bir sözüyle alana toplanan milyonlar önünde de göstererek, davetinin anlamını özenle koruyarak, tüm muhalefet liderlerinin hassasiyetlerini dikkate alarak, tartışılmaz hatipliği ve hitabet gücüyle milyonların emeğini ve canı pahasına yapılan girişimi bastırma kahramanlıklarının tarihe altın harflerle yazılmasını sağladı.

            Beş milyon insan ise, Türk Milleti adına kürsüye çıkan tüm liderleri ve genelkurmay başkanını bağrına basarak, dünyada tek hesap edilemeyecek şeyin, Türk Milletinin asla esaret ve zillet kabul etmeyeceğini, izleyenleri şaşkınlık ve hayranlıktan dehşete düşürecek şekilde tüm dünya kamuoyuna kanı ve asaleti ile beynine kazıdı.

            O sahnede herkesin ağzında Türk Milleti kavramı vardı. Gazi Mustafa Kemal vardı. Onun kurucusu olduğu ve can pahasına asla vazgeçilemeyecek Türkiye Cumhuriyeti vardı. Demokrasi vardı. Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu vardı. Kardeşlik vardı. Barış vardı. Uzlaşma ve denge kültürü vardı.

            Şimdi bu milyonları ve devletin siyasetçisi ile birlikte zirvesini bir araya getiren uzlaşmanın sürdürülmesi, olgunlaştırılması ve büyütülmesi zamanı. Kutuplaşmaların, kamplaşmaların bir kenara bırakılabileceğinin gösterildiği bu ortamda, Devletin ve kurumların yeniden onarılması sürecinde, ortak akıl ve sürdürülebilir uzlaşı ile çözümler üretme zamanı. Halkın canı pahasına verdiği bu kayıtsız şartsız desteğin taçlandırılması, yeniden bir arada yaşanabilir ülkenin temellerinin binlerce yıldır olduğu gibi kardeşlikle yoğurulması zamanı.

            Biz Türk Milletiyiz ve dünyaya gösterdiğimiz gibi muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

            Yine, yeniden, güçlü ve kardeşçe bir Türkiye inşa etme zamanı.

            Yeniden buluşabilmek ümidiyle….15.08.2016





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI