Bugun...


Aydın PELİTLİ

facebook-paylas
GENÇLERLE İLETİŞİM
Tarih: 01-06-2023 09:19:00 Güncelleme: 01-06-2023 09:19:00


Gençlerle Anne-baba, öğretmen ve gönüllü eğitimciler, gençlerin davranış dilini okumayı ve gençler konuşurken sözlerle beraber onların davranışlarına dikkat ederek, ses ahengini dinleyerek, doğru anlamayı öğrenmelidirler. Çünkü bazen davranış dili ve sesin tonu, söylenenden başka şeyleri anlatmaya çalışabilir ve genç anlatmaya çalıştığı şeyi ifadede zorlanabilir. Bazen gençler, duygu ve düşüncelerini de ifadede zorlanırlar. Bazen hiç anlatamazlar bazen de söylemek istediklerinden çok farklı sözler dudaklarından dökülür. İşte bu sebeple onları dinlerken dikkat ve titizlik gerekir. Çünkü bir genci hele de durumu ifadede zorlanıyorsa anlamak gerçekten zordur. Üstelik gençleri en çok mutlu eden şey, konuştuklarında anlaşıldıklarını hissetmeleridir. İletişim………

Gençler, istediğiniz gibi değil, yetiştirdiğiniz gibi olurlar. Çocukların ve gençlerin nasıl olmasını istiyorsunuz? Bunun için ne yapıyorsunuz. İnsan eğitimine yönelik bu ölçüler, çocuk ve gençlerle ilgili olan başta anne-baba ve eğitimciler olmak üzere bu konuyla ilgili herkesin bilmesi gereken ölçüler olmalıdır. Herkesle olan ilişkide olduğu gibi, gençlerle ilişkide de ‘sevgi, saygı, şefkat, merhamet’ temeli oluşturmalıdır. Yetişkinlerin, tepemize çıkarlar kaygısıyla, gençlere sevgisini göstermemesi yanlış bir tavırdır. Her genç, büyükleri tarafından samimi ve çok özel bir sevgiyle sevildiğini hissetmeli, bilmelidir. Ancak bundan sonra onların sözleri ve onlardan gelen istekler, gençler için bir şey ifade edecektir. Bu konuda öncelikli sorumluluk sahibi olan insanlar şunu hiç unutmamalıdır: Her başarının temelinde sevgi vardır. Gençlerle ilgilenmek geleceğe yatırım yapmak demektir. Onlara verilen her emek bu sebeple de çok önemlidir. Genç bir insanın kimliğinin, kişiliğinin binasına bir taş koymak salih amellerin ve iyiliklerin en güzellerindendir. Çünkü tebliğ, yaşadığı iyi ve güzel durumları, başkalarıyla paylaşma arzusuyla yapılır. Ve tebliğ bir iyilik işidir. İyilik ve güzellik adına eğitim işi, kimin kimi eğitimi olursa olsun başlı başına ibadet gibidir. Gençlere verilen eğitimse kolaylık açısından suya, kalıcılık açısından mermere yazı yazmaya benzer. Gençler, büyüklerinin söylediklerinden çok, büyüklerinden gördüklerini yaptıkları için, onlara tavsiyede bulunma, yol gösterme, örneklik etme konumunda bulunan kişilerin, söylediklerini davranışlarıyla onaylama noktasında son derece titiz olması gereklidir. Gerçekten etkili olanlar, söylediklerini yapanlardır. Çünkü gençlerin öğütten çok örneğe ihtiyacı vardır. Evrensel doğrular ışığında, ancak özü, sözü ve davranışı bir olanlar kişilik bütünlüğüne sahiptirler. Ancak onlar, izinden gidilecek gerçek ve değerli birer öncü olabilirler. Bu bütünlüğün olmadığı insanlar, mecburen kişilik parçalanması yaşarlar ve konumları ne olursa olsun gençlere örnek olamazlar. Çünkü sözlerle eylemler, tohum ve toprak gibidir, ancak birlikte olduğunda, birbirini tamamlamadığında gayeye ulaşmak mümkündür. Gençler açısından bakıldığında; sözün kimden çıktığı ne kadar önemliyse, söz söyleyenin söylediklerinin kendi üzerindeki etkisi, hayatındaki görüntüsü de o kadar önemlidir. Çünkü ancak ‘Kalıbı ile kalbi, kalbi ile dili, dili ile davranışı uyumlu olan insanların sözleri etkili olur ve onlar örnek alınabilirler.

Büyüklerin ve anne-babanın tavrı ne olmalıdır? Elbette gençler mutluluklarını olduğu gibi, yanlışlarını veya başarısızlıklarını da çevresindeki büyükleriyle paylaşabilmelidir. Ona, ‘Neden böyle oldu, acaba daha başka ne yapabilirdin?’, ‘Bundan sonra ne yapabilirsin?’ soruları, -gerekiyorsa- yöneltilerek düşünmesi sağlanmalıdır. Hayat tecrübesine sahip büyüklerin ve tabi anne-babanın, bazı şeylerin, her türlü ön tedbir ve çalışma yapılsa bile, bir kısmet işi olduğunu gençlere anlatmaları, öğretmeleri gereklidir. Çünkü hayatın zorlukları ve bazı başarısızlıklar da insanı eğitir, olgunlaştırır. Gençler zaman zaman zorlukları ve başarısızlıkları da yaşamalıdırlar. Ta ki ilerleyen yıllarda zorluklarla karşılaştıklarında gereksiz yıkımlar yaşamasınlar.

Anne-baba, öğretmen ve gönüllü eğitimciler, gençlerin davranış dilini okumayı ve gençler konuşurken sözlerle beraber onların davranışlarına dikkat ederek, ses ahengini dinleyerek, doğru anlamayı öğrenmelidirler. Çünkü bazen davranış dili ve sesin tonu, söylenenden başka şeyleri anlatmaya çalışabilir ve genç anlatmaya çalıştığı şeyi ifadede zorlanabilir. Bazen gençler, duygu ve düşüncelerini de ifadede zorlanırlar. Bazen hiç anlatamazlar bazen de söylemek istediklerinden çok farklı sözler dudaklarından dökülür. İşte bu sebeple onları dinlerken dikkat ve titizlik gerekir. Çünkü bir genci hele de durumu ifadede zorlanıyorsa anlamak gerçekten zordur. Üstelik gençleri en çok mutlu eden şey, konuştuklarında anlaşıldıklarını hissetmeleridir.





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI