Bugun...


Kadir AYDIN

facebook-paylas
SELÇUKLU DÖNEMİ BAŞ SÜSLEMELERİ VE GİYİM-KUŞAM ÖZELLİKLERİ
Tarih: 20-11-2023 09:32:00 Güncelleme: 20-11-2023 09:32:00


Kadınların XII.-XIV. yy’lardaki giysileriyle başlıkları konusunda bilgiler; çini, taş eserler ve minyatürlerdeki betimlemelerden alınabilir. (Gürtuna, 1999,s.3)

Selçuklu dönemi Türk giysilerinde Orta Asya'daki giyim kuşam geleneğinin etkisi sürmüştür. İslamiyet'in İran ve Anadolu giysileri üstündeki etkisi bu dönemin belirleyici özelliği olmaktan uzaktır. Dokumacılığın büyük bir gelişme gösterdiği Selçuklu döneminde giysi yapımında kullanılan değerli kumaşların çeşitliliği dikkati çeker. Ayrıca giysi türlerinin de sayıca arttığı ve iklime, çevreye göre bazı küçük değişikliklere uğradığı görülür. (Anonim4,2008)

Selçuklu kadınlarının ev giysileri gömlek, şalvar ve entariden oluşur. Şalvarlar bol paçalı, entariler uzun bol kollu, yakasız ve genellikle önden açıktır. Çoğu kez etek uçları, öndeki yırtmaç veya açık olan ön kısım geniş biyelerle çevrilmiş, kolların üst bölümüne Arap giyim kültürünün bir öğesi olan tiraz denilen bantlar konulmuştur. Selçuklu kadınları bol entarilerine, bellerine taktıkları kuşak ya da kemerlerle, dizkapağı ile topuk arasında bir uzunluk vermişlerdir; giyimlerini çeşitli süslerle zenginleştirmişlerdir. (Kafadar,1993,s.256)

Eski Türk giyiminde elbiseler yün, keçe ve ipekten yapılmış. Bu tür elbise kumaşları Selçuklu döneminde de kullanılmıştır. Kumaş isimleri renklerine ve motiflerine göre isimlendirilirdi. Kürkün de kullanıldığı “Divan-ı Lügat-ı Türk” ten öğreniyoruz. (Süslü, 1989, s.160)

Ferace, kaftan, cepken, hırka ve şalvar bu dönemde kadınların kullandıkları giysilerdendir. Ferace ve kaftanların altına dar kollu hırka ve cepkenler, altına da bol paçalı şalvar giymişlerdir. Bu giysilerin kumaşları giysiye göre yün, pamuk, pamuk ve yün, ipek karışımı ipliklerden dokunmuştur. Kumaşlarda kırmızı ve yeşil renk daha egemendir. Bele deri ya da süslü kumaşlardan yapılmış kuşaklar bağlanmıştır. (Anonim5,2008)

Selçuklu döneminde kaftanlar, uzun, diz altına veya ayak bileğine kadar sarkan üstlüklerdir. Orta Asya’da kaba, çapan veya şapan gibi adlarla hala giyilir. Anadolu’da Erzurum ve Mersin yörelerinde günümüzde de bu isimlere rastlanır.

Çağatayca ‘kaptan’ denilmekteydi. Kaşgarlı Mahmud’a göre, kaftanların iki ön ve iki arka eteği vardı. Bazılarında bele kadar veya daha aşağıda biten yırtmaçlar varsa da Türk kaftanları genellikle arkadan yırtmaçsız yapılmıştır. Bu arada bütün Türklerde kaftan ve cepken kollarının bazen giyilmeyip sarkıtıldığını bunun bir gelenek halinde Osmanlı döneminde de sürdürüldüğünü belirtmek gerekir. (Türkoğlu, 2002,s.56)

Bu dönemde kadın giyimi ve süsleme öğeleri, Anadolu'yu etkilemiş, yıllarca çeşitli farklarla da olsa izlerini sürdürmüştür. Kısaca Selçuklu kadın giyimi ve süsleme geleneği sonraki dönemlerin giyim ve süslemelerinde temel olmuş bazı değişikliklerle birlikte günümüze kadar gelmiştir.

Bu dönemde kadınların saçlarını örerek omuzlarına sarkıttıkları, zülüf ve kakülün çok gözde olduğu ve kadınların keçi kılından yapılmış takma zülüf taktıkları "Kaşgarlı Mahmut"un "Divan-ı Lügat-ı Türk I" adlı eserinden anlaşılmaktadır. Ayrıca bu eserde kadın başını süsleyen takılardan küpenin ayrı bir yeri olduğu da belirtilmektedir. Kaşgarlı Mahmut bu yapıtında kadınların ve genç kızların taktıkları küpe tiplerini, adlarını ve özelliklerini de ayrı ayrı vermiştir. Yine bu dönemde kadınlar "bağtalak" ve "üsküf" denilen başlıklarla, bere biçiminde tepesi yuvarlak, püsküllü başlıklar kullanmışlardır. (Anonim5,2008)

Selçuklu kadınları saçlarını tek örgü, çift örgü, bazen de kırk belik halinde ince ince örerlerdi. Ünlü Selçuklu kadın şairlerinden Erguvan Hatun, kocasına yazdığı bir mektupta ona sitem ediyor ve şöyle diyordu: “Henüz saçlarım gece gibi siyah, örgülerim ise zincir gibi. Böyle olduktan sonra sen, yüz niyaz ile bir kadın avlarsın… Ama ben, bir gamze ile yüz erkeği arkamdan sürüklerim”. (Kırzıoğlu, 1989,s.39)

Giyim kuşam kadınların süslenmeleri, kullandıkları çeşitli takılarıyla ilgili bilgiler Kaşgarlı’da geçmektedir. Ayrıca kadınların saçlarının örgülerinden ve taranma şekillerinden de bahsetmektedir. (Özder, 1999, s.30)

Orta Asya Türk boylarınca kullanılan ve bir çeşit baş giysisi olan "börk" Selçuklu Türklerinin giyim eşyaları arasında önemini korunmuştur. Kaşgarlı Mahmud; Divan-ı Lugat-it Türk isimli eserinde; börk konusunda oldukça geniş bilgilere yer vermiştir. Kaşgarlı, bu eserinde börk üretimi için gerekli olan kalıbın kağıttan veya çamurdan yapıldığını; kalıba göre kesilen keçe ve ipek örtülerden börk elde edildiğini; imece usulü ile yapılan börk dikişinin bir ihtisas alanı olduğunu anlatmıştır. (Anonim6,2008)

Köymen’in yazılarına ve Divan’da da belirtilmesine göre Selçukluların karşılıklı münasebetlerinde birçok konuda yardımlaşmalar yaptıkları gibi elbise dikmede, çizme ve keçe yapmada, börk dikmede, zülüf kesiminde, imece usulü ile birbirlerine yardım ettiklerini hatta giyinme ve süslemede maharet gösterdiği anlatılmaktadır. (Özder, 1999,s.31)

Türk kadınlarının ve erkeklerinin anlaştığı ortak noktalardan biride; saçın uzun olmasının ne kadar güzel olduğu düşüncesidir. Ayrıca kadınların keçi kılından takma zülüf ve takma saç taktıkları Kaşgarlı ve Köymen tarafından belirtilmektedir.

Türk giyim kuşamında börkün büyük bir yeri olduğu, kadın ve erkek kıyafetlerinde fazla fark olmadığı kadınlarında erkek börklerine ve feslerine benzer başlıklar giydiğini, bunları yanı sıra süslenmek amacı ile firuze yakut ve ince takıların kullanıldığı “but” adı verilen değerli büyük firuzelerin oğulların ve kızların alınlarına ya da kaküllerinin arasına takıldığı Köymen ve Divan’da belirtilmektedir. (Özder, 1999,s.31)

Selçuklu dönemi baş süslemeleri farklı şekillerde göze çarpmaktadır. Beyşehir Kubadabad Sarayı duvar çinisinde görüldüğü gibi figürün saçları geriye doğru taranarak omuzlarda serbestçe düşmektedir. Ön ortasında yüksek ve sivri bir üçgen ile onun iki yanında küçük üçgenler bulunmaktadır. Bu üç adet üçgenin bir arada baş üzerindeki görüntüsü dilimli taç görünümündedir.

Oturan figürün saçları arkadan başın üstüne doğru taranarak toplanmış ve tepe ortasından alın kısmına doğru yüksek bir topuz yapılmıştır. Alın üzerinde yükselerek toplanan saçın iç kısmına doğru yerleşen üçgen görünümlü bir süsleme bulunmaktadır.





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI