Bugun...


Recep Orhan Özel

facebook-paylas
“GIYB-ET SOFRASI”
Tarih: 26-01-2024 09:38:00 Güncelleme: 26-01-2024 09:38:00


Gıybet ya da dedi-kodu, bir Müslümanın duyduğunda hoşlanmayacağı şeyi arkasından konuşmaktır. Yapılan dedikodu kişinin yokluğunda yani “gıyâb”ında gerçekleştiği için aynı kökten gelen “gıybet” kelimesi kullanılmaktadır.

Gıybet âlimler arasında “Edep sûresi”, “Ahlak sûresi” şeklinde nitelenen Hucurât Sûresi’nde konu edilmektedir. İlgili sûrenin on ikinci âyet-i kerîmesinde sû-i zân, özel halleri araştırma gibi davranışlar yasaklandıktan sonra “Birbirinizin gıybetini” yapmayın denilmektedir. Bir önceki yani on birinci âyet-i kerimede ise yine kötü ahlak kapsamına giren alay etme, insanları ayıplama, çirkin lakaplar takma gibi hususlardan sakındırılmıştır. Bunların hepsi de insanın gündelik hayatını ilgilendirmekte ve başkalarıyla kurduğu beşerî münasebetlere doğrudan dokunmaktadır.

On ikinci âyette yine Rabbimiz gıybetle ilgili bir temsil getirerek bu davranışı bütün çirkinliğiyle zihinlerde canlandırmaktadır: “Sizden biriniz ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mı?!” Evet, âyet gıybeti ölü kardeşin etini yemeye benzetiyor.  Allah burada insanî, fıtrî yönümüze hitap ediyor. Çünkü insanlığını kaybetmemiş, fıtratını bozmamış hiç kimse “ölü eti” yemekten hazzetmez. Böyle bir şeyi aklından geçirmek bile insana iğrenç ve tiksindirici gelir.  Bu âyette mübalağa sanatıyla gıybetin çirkinliği en üst düzeyde anlatılmıştır. Sadece insan eti değil, ölü insan eti, sadece ölü insan eti değil, ölü kardeşin eti denilmek suretiyle gıybetin iğrençliği katmanlar halinde ifade edilmiştir. Normal şartlarda kimse insan eti yemez, ölü insan eti hiç yemez ve ölü kardeşin etini yemekten daha daha nefret eder. İşte gıybet böyle katmerli bir çirkinliktir.

Peki ölü insan etini gerçekte kim yer? Bu durum elbette akıl ve ruh sağlığı yerinde bir insan için düşünülecek bir şey değildir. Ancak vahşi hayvanlar bu tür cesetlerin başına üşüşürler ve onu parça parça ederler. Anlaşılıyor ki âyet-i kerîme gıybeti insani hasletleri yitirme, insanlık düzeyinden aşağılara doğru irtifa kaybetme ve vahşiler ayarına inme olarak tanımlıyor. Bazı müfessirler gıybeti edilen kişinin ölüye benzetilme gerekçesini izah ederken orada bulunmaması ve kendini adeta bir ölü gibi savunma imkanından yoksun olması ile de ilişkilendirirler. Zira orada hazır olsaydı kendini savunacak ve belki de haklı olduğunu ortaya koyabilecekti.

Gıybet insanın saygınlığına halel getiren, insanlar arası huzuru bozan, laf taşımaya zemin hazırlayan, toplumda huzur ve güven ortamını dinamitleyen çok kötü bir huydur. Gıybet yüzünden nice insanların arası bozulmuş, kavgalar ve küslükler zuhur etmiştir. Gıybet edenler ölü eti yemiş gibi olmaları yanında toplumun huzurunu da kemirip tüketirler. Oysa Müslüman, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.

Hal böyleyken İslam’ın bu önemli ahlaki prensibi çoğu kere unutulmakta ve neredeyse gıybet gündelik hayatın doğal bir parçası olmaktadır. Halbuki ölü yemekten zevk almayan insan gıybetten de zevk alamaz. Ölü yemeyi midesi kaldırmayan gıybetten de aynı hissi duymalı gıybet sofrasına oturmamalıdır. “Yüzüne de olsa söylerim”, “Ne var bunda, olanı söylüyorum” gibi savunuların savunulur tarafı yoktur. Hadiste de yer aldığı üzere olanı söylemek gıybet, olmayanı söylemek iftiradır. Dolayısıyla bu gerekçeler gıybet gerçeğinin üstünü örtemez. Bu şekilde vicdanını rahatlatmak isteyen ancak kendi kendini kandırmaktadır.

 İmam Gazâlî gıybeti dilin âfetlerinden saymaktadır. “Dilim dilim, ettin beni dilim dilim” denilmiştir. O vakit dilin zararlarına karşı tedbir almak fayda sağlar. Buna göre; 1.Elbette gıybetin manevi zararını ve Allah’ın yukarda anılan benzetmesini akıldan çıkarmamak gerekir 2.Eskilerin eskimeyen sözlerinden biri “Az yemek, az konuşmak ve az yemek” şeklindedir. Çok konuşmamak yalan ve gıybet riskini azaltır. 3.Kişinin kendisini alakadar etmeyen, kişilere özel konuları terk etmesi gıybete engel olur. 4.Hiç kimse mükemmel değildir. Dolayısıyla herkes kendi kusur ve eksikliklerine odaklanmalıdır. 5.Boş kalmamak ve tembellik etmemek gıybeti azaltır. Çünkü çalışan insan işiyle meşgul olacağından dedikodu yapmaya da pek zaman kalmaz. 6.Dinlenme zamanlarında dili zikirle meşgul etmek ve gaflete düşmemek gıybete mâni olur.

 

 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI