Bugun...


Yağmur ÖZDEMİR

facebook-paylas
HAYAT KORİDORU
Tarih: 21-02-2023 09:19:00 Güncelleme: 21-02-2023 09:19:00


   Kaç gündür haberleri izlemekten, nasıl yardım edebilirim, elimden başka ne gelir diye düşünmekten hiçbir şey yapmak içimden gelmedi. Kalbimde ağır hasar oldu. Gözlerimde yaş kalmadı. Hala yetememek duygusu ile iç içeyim. Uyurken, yerken, içerken ya da biraz dinlenmek istediğimde tüm bunları yapmaktan utanır hale geldim. Aklımda deprem bölgelerindeydi. Hepimiz bu durumdaydık. Hala da içimizde burukluk var ve enkazın altından ne zaman çıkarız bilmiyorum. Kimi zaman psikologları dinledim kimi zaman bilim adamlarının açıklamalarını okudum ve kimi zaman da ben ne hissediyorum diye düşünüp durdum. Her açıdan etkilendiğimiz bir süreçten daha geçiyoruz.

   Eksiklerimiz çok fazla. Böyle söyleyince de düşmanca bakıyorlar çünkü hatalarımızı kabul edip neler yapabiliriz algısı maalesef yok. Sosyal medyada yorumları okuduğumda bazı kişiler “kader” den bahsediyor. Ama kader dediğimiz çabamıza ve sabrımıza bağlı. Önce elimizden geleni yapıp daha sonra işimizi Allah’ a bırakmamız gerekiyor. Deprem anında neler yapılmalı, eğitim olarak neleri daha iyi hale getirebiliriz ya da coğrafi şartlardan ötürü neyin nasıl yapmamız gerekiyor gibi birçok başlığı gözden geçirmemiz gerekiyor. Bütün bunlar da  disiplinler arası bağdan kaynaklanıyor. Örnek olarak; Eğitim bilimleri dersleri vardır. Öğretmenlerin formasyon aldıkları ders içeriklerini kapsar. Bu dersler arasında Öğretim Yöntem ve Teknikleri’nde “Hayatilik” ilkesi vardır. Teoride ezberde kalan bir kavram olduğunu düşünüyorum. Hayatilik (Yaşama Yakınlık) ilkesi, öğrenme- öğretme sürecinde öğrenciye kazandırılması düşünülen davranışların gerçek yaşamda işe yaraması anlamına gelir. Yani coğrafya, edebiyat, matematik...gibi dersleri öğrendiğimizde ve meslek hayatına geçiş yaptığımızda bu ilkeyi de bir noktada kullanmamız gerekiyor. Bir müteahhit inşaatın yapım sürecinde bir coğrafyacıdan da yardım alabilmeli. O yerin özellikleri neyi dikkate almalı, neleri gözden geçirmeli gibi konularda farklı dallardan da faydalanmalı. Bu noktada hayat koridorunu oluşturmuş olacağız. Toprak yapısını ve yer şekillerini alaya aldığımız her vakit bir insanın enkazında kalabiliriz. Daha sonra ise “Sesimi duyan var mı?” seslenişi kulağımızda yankılanmaya devam eder.

   Birçok şey yazmak istiyorum ama okuduklarımızın ne kadarını algılıyor ve fark ediş noktasına geliyoruz bilmiyorum. Sadece yazıda da kalabilir. Ama sonra dünyamız başımıza yıkılınca ah vah ediyoruz. Üniversitelerde makale yazan değerli hocalarımızı, bilim adına araştıran ve üreten insanları, sorgulayan ve okuyan insanları ve hatta yanlış yaptığımızda bizi uyaranları ne zaman dikkate alırsak işte o zaman enkazdan sağ kurtaracağımız insanlarımız çoğalacak. Göçük altında değil toprağın üstünde nefes alabileceğiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün dediği gibi “ Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.”





YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI